İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’nce alınan bu kararın, Anayasa’nın birçok maddesine aykırı olduğunu söyleyen Avukat Daldal, bu kararın geçersiz olduğunu vurguladı.
Toplantının bitiminin ardından, eski topluluk başkanı Mete Utku Kılıç, kamuoyuna Sakarya Üniversitesi öğrencileri adına şu açıklamayı yaptı;
‘’Hepinizin bildiği gibi Türkiye Cumhuriyeti hukuk düzenine ve demokrasiye açık bir saldırı yapılmıştır. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptali, hukuka aykırı, siyasi bir operasyonun parçasıdır. Bu karar, hukuk devletini yok sayan bir harekettir. Egemenlik, 100 yıl önce ilan edildiği gibi kayıtsız şartsız, amasız fakatsız milletindir. Demokrasi, iktidarı değiştirme hakkımızı temsil etmektedir. Sn. Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’a oy verilmesini de sağlayan, İstanbul Belediye Başkanı ve CB Adayı Sn. Ekrem İmamoğlu’na adaylık hakkını veren aynı temsiliyettir, aynı zemindir, aynı hukuktur. Bu hukuk, millete yönetimi değiştirmek için bir araç sunmaktadır. Siyaset, vatandaşı ikna etme ve hizmet etmek için bir yarışa girmektir. Bugün diploma iptali ile, değişimin aracı tehdit edilmiştir. Bu vahim karar, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’nce yetkisizce alınmıştır.
Unutulmamalıdır ki üniversiteler bilim yuvalarıdır. Üniversite, özgürce halk için, millet için fikir üretilen kurumlardır. Bu ülkenin kurumları, tabi ki Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ilke ve inkılaplarına, objektif hukuk kurallarına ve gerçeğe uygun davranmakla yükümlüdürler. Diplomanın iptaline, operasyona karşı çıkan ve mobbinge uğrayan İstanbul Üniversitesi Eski İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Kamil Ahmet Köse gibi ülkemizde hukuku korumaya çalışan akademisyenlerimizden, alın teriyle yarınları üreten emekçilerimizden, kanıyla ve canıyla ülkemizin bölünmez bütünlüğüne hizmet eden Mehmetçiğimizden güç alıyoruz. Görevimizi, Gençliğe Hitabe’den ve Bursa Nutku’ndan alıyoruz; ve söz veriyoruz! Cumhuriyeti müdafaa etmekten bir an geri durmayacağız. Kampüsler bizimdir! İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’nün aldığı bu yetkisiz, hukuksuz kararın mahkemelerce reddedileceğini düşünüyoruz. Türk milleti adına karar verecek olan yargının, Türk milletinin egemenliğini yok sayan bir kararı onaması düşünülemez"
"Atatürk gençliği olarak bugünkü gündemin, piyasadaki dalgalanmaların, milletimizi karamsarlığı sürüklemek isteyen, Türkiye’de artık seçimlerin olmayacağını, her şeyin bittiğini söyleyen akıl almaz iddiaları kesinlikle reddediyoruz. Meşrutiyetten bugüne gelen anayasa birikimimiz, Cumhuriyet devrimiyle zirveye çıkan hürriyet mücadelemiz, Namık Kemal’lerden Jön Türk’lerden bugünlere uzanan miras; bir günde silinemez. Biz; eminiz ki bu akıl almaz karara karşı milletimizin her kesiminden, Meclis’te yer alan her parti ve gruptan ses çıkacaktır. Türk devletini ve Türk milletini, güçsüz sananlar bu toprakların değerlerini anlayamamıştır. Nasıl ki hukuksuzluğa, demokrasi karşıtlığına ve kampüslerimizde irticaya geçit vermiyorsak; karamsarlığa da geçit vermeyeceğiz. Örgütlenmek, anayasal bir haktır. Kurtuluşun yolu, birlik olmaktadır. Türk gençliğinin, bu ülkeden ümidi kesmesini isteyenlere karşı; hep birlikte ışık olalım. Sivas Kongre’sinde, Mustafa Kemal’in karşısına çıkıp; 'Manda’yı kabul ederseniz size de karşı çıkarız paşam’ diyen Tıbbıyeli Hikmet olalım. Türkiye’yi karanlığa sürüklemek isteyenlere karşı, hep birlikte ateş olalım. Başka bir Türkiye yok’’
